Перевод: с русского на турецкий

с турецкого на русский

tavuk eti

  • 1 курятина

    Русско-турецкий словарь > курятина

  • 2 держать

    tutmak,
    bulundurmak; dayanmak; beslemek
    * * *
    1) врз tutmak; bulundurmak

    держа́ть что-л. в рука́х — (elinde) tutmak

    держа́ть что-л. над огнём — ateşe tutmak

    он держа́л во́ра за́ ру́ку — hırsızın kolunu kavramıştı

    она́ держа́ла квартира́нтов — разг. kiracı alırdı

    он не держа́л прислу́ги — hizmetçi tutmazdı

    он держа́л ла́вку — уст. bir dükkan işletiyordu

    иди́, тебя́ никто́ не де́ржит — seni tutan yok, git

    держа́ть цветы́ на балко́не — çiçekleri balkonda tutmak / bulundurmak

    держа́ть мя́со в холоди́льнике — eti buzdolabında saklamak

    э́тот проду́кт нельзя́ держа́ть в холоди́льнике бо́льше неде́ли — bu besin maddesi buzdolabında bir haftadan fazla bekletilemez

    держа́ть дом в чистоте́ — evini temiz tutmak

    держа́ть миллио́нную а́рмию — milyonluk bir orduyu ayakta tutmak

    держа́ть где-л. свои́ войска́ — bir yerde askeri kuvvetlerini bulundurmak

    он держа́л пе́рвенство не́сколько лет — перен. birkaç yıl içinde birinciliği kimseye kaptırmamıştı

    не держи́ о́кна откры́тыми — pencereleri açık bırakma

    кро́влю де́ржат столбы́ — çatı direklere dayanıyor

    держа́ть напо́р воды́ — suyun basıncına dayanmak

    держа́ть кур — tavuk beslemek

    она́ держа́ла двух ко́шек — iki kedi besliyordu; iki kedisi vardı

    ••

    держа́ть сло́во — sözünü tutmak; sözünün eri olmak

    держа́ть экза́мен — sınav vermek; sınava girmek

    держа́ть себя́ в рука́х — kendine hakim olmak

    держа́ть что-л. в свои́х рука́х — elinde tutmak

    держа́ть кого-л. в рука́х — avucunun içinde tutmak

    держа́ть путь на юг — güney yönünde yol almak

    кора́бль держа́л курс на за́пад — gemi batıya doğru rota alıyordu

    так держа́ть! — мор. rotaya devam!

    Русско-турецкий словарь > держать

См. также в других словарях:

  • tavuk eti — is. 1) Tavuğun kesilip parçalanmış eti 2) sf., mec. Tavuğun beyaz ve yumuşak eti gibi olan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tavuk — is., ğu, hay. b. Sülüngillerden, eti ve yumurtası için üretilen kümes hayvanı (Gallus) Birleşik Sözler tavukayağı tavuk balığı tavuk biti tavuk budu tavuk eti tavukgöğsü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • et — is. 1) İnsanlarda, hayvanlarda deri ile kemik arasındaki kas ve yağdan oluşan tabaka Bu koyunda hiç et yok, pek zayıf. 2) Kasaplık hayvanlardan sağlanan kaslardan oluşmuş besin maddesi Bu, kurumuş pastırma renginde bir et parçası idi. H. Taner 3) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • örgülü pilav — is. Tavuk eti veya tavuk ciğerinin kısık ateşte pişirilmesinden sonra pirinç, tereyağı, fıstık, un ve yumurta karışımıyla hazırlanan bir pilav türü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • köylü çorbası — is. Tavuk eti, pırasa, patates, kereviz, havuç ve şalgamın un ve yağ karışımına yedirilip bol suda pişirilmesiyle yapılan bir çorba türü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • perdeli pilav — is. Tavuk eti, badem içi, pirinç, kuş üzümü, un ve yumurta kullanarak hazırlanan bir pilav türü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tavuklu — sf. İçinde tavuk eti bulunan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • balık — is., ğı, hay. b. Omurgalılardan, suda yaşayan, solungaçla nefes alan ve yumurtadan üreyen hayvanların genel adı Birleşik Sözler balık adam balık bilimi balık çorbası balıketi balık eti balıkgözü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • eskalop — is., bu, Fr. escalope İnce dövülmüş, yağsız, sinirsiz tavuk veya dana eti …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • et tavuğu — is. Eti için beslenen tavuk …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kesmek — i, er 1) Bıçak, makas vb. bir araçla bir şeyi ikiye ayırmak, parçalamak, doğramak İpi kesmek. 2) Dibinden ayırmak Ağaçları kesmek. Dalları kesmek. 3) Düzgün parçalara ayırmak Eti kesmek. Patatesi kesmek. 4) Kesici bir araçla yaralamak Nasıl sol… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»